viyana da deniz var mı
Avis Site De Rencontre Je Contacte. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasser Kanaani, İran’ın nükleer baş müzakerecisi Ali Bagheri Kani’nin 2015 nükleer anlaşmasının yeniden devreye alınmasını görüşmek üzere bugün Avusturya’nın başkenti Viyana’ya gideceğini söyledi. Fotoğraf AA İran, 2015’te nükleer çalışmalarını sınırlamayı öngören uluslararası bir anlaşma imzalamıştı. Eski başkan Donald Trump, ABD’nin de taraf olduğu anlaşmadan 2018’de çıkmıştı. İran da son dönemde nükleer çalışmalarını hızlandırmıştı. Avrupa Birliği’nin AB dış politikadan sorumlu yetkilisi Josep Borrell, nükleer anlaşmasını yeniden devreye almak için yeni bir taslak metin önerdiğini söylemişti. İran devlet medyasında yer alan haberde, Tahran’ın haklarını garanti altına alan bir anlaşmaya varmaya hazır olduğunu belirten Kanaani, “Bagheri Kani birkaç saat içinde Tahran’dan ayrılacak… Her zamanki gibi Avrupa Birliği’yle koordinasyon halinde yapılacak görüşmelerde farklı tarafların sunduğu fikirler ele alınacak” dedi. İran nükleer anlaşması yeniden masada Sadece ABD yok ABD ve İsrail’den İran’ın nükleer silah bulundurmasına karşı mutabakat
İki saat uçak yolculuğu, geriye de bir saat çıkardın mı, jetleg kaygısız, gün kaçtı endişesiz varıyorum Viyana topraklarına. Bu sefer yanımda Çok Gezenler Kulübü'nden Kaan Deniz Ferhan Billur var. Şehre 16 dakikada ulaşmak için 10 avro verdiğimiz CAT treninin son durağında ayrılıyor yollar. Ondan sonrası tabanvay. Viyana küçük. Viyana köşe başlarını hep müzisyenler tutmuş. Viyana evlerinde Mozart çalıyor. VİYANA'DA KLASİK 6 KAHVE VIENNOIS Portekiz, Fransız, Amerikan falan işlemez. Adından biliriz, iyi ve çeşit çeşit kahvenin vatanı Viyana'dır. Benim tercihim sütün ve kahvenin onlarca farklı kullanımını tek bir mönüde toplayan, keyfi gelirse portakal likörü, canı isterse Mozart'ı içine boşaltıp da veren Café Schwarzenberg Karntner Ring 17 oldu. Ama sen istersen Café Sperl, Café Kafka, Café Korb, Kleines Café, Cafe Prückel, Hawelka, Café Ritter klasiklerinden birini seç. ŞİNİTZEL ZAMANI Herkesten gelen öneriler doğrultusunda Figlmueller'e Wollzeile 5 gittim. Turistik ama enfes kategorisinde. Patates salatası, lahana turşusu tadından olsa bahçe içindeki Amerlingbeisl Stiftgasse 8 ya da yağ kokulu Schnitzelwirt'i Neubaugasse 52 de deneyecektim. "Operadan çıktım, şık şatafat giyindim, daha lüks bir yer isterim," dersen de adı üzerinde Lux'ü seçeceksin Schrankgasse 4. MÜZELER PARKI Haritalarda özerk bölge olarak gösterilmiş, avlusunu çevreleyen müzelerle komün hayatını andıran MuseumsQuartier, Viyanalıların cumartesi geleneği. Bahçede jambonpeynirli sandviç, arada bir konser, şezlonglarında okunan kitaplardan sonra; Leopold Museum'da 28 yaşında ölen ünlü Avusturyalı ressam Egon Schiele'nin en bilinmedik tabloları; Mumok'ta modern sanatın babaları var. PAZAR ALANI Pazartesiden cumartesiye kurulan Naschmarkt, Viyanalıların alışverişlerini yaptıkları en ünlü pazar yeri. 0600-1930 arasında açık. 2300'e kadar da restoranlarda servis var. OPERA VE TİYATRO Johann Strauss II, Wolfgang Amadeus Mozart, Franz Joseph Haydn, Franz Schubert, Gustav Mahler, Ludwig van Beethoven gibi ünlü müzisyenlerin anavatanı olan Viyana'da opera izlemeden dönmek olmaz. Lokallerin takip ettiği sitesinden nerede, ne var bilgilerini edinebilirsin. KAHVALTI Saat 1500'e kadar sadece kahvaltı servisi yapan Breakfast Club Schleifmühlgasse 12-14; adından eski müdavimini anlayacağınız Café Kandinsky Lerchenfelder Str. 13; tasarım ve tasarımcıların kahvaltıcısı Hollmann Grashofgasse 3; tam yerli usulü Cafe Der Provinz Maria-Treu-Gasse 3. HANGİ MAHALLEDE, NE OLUYOR? Viyana toplamda 23 bölgeden bezirk oluşuyor. Ama bu değil ki hepsini gezeceksin. Ben kısaca nerede ne bulunur, onu söyleyeyim. Innere Stadt 1 Eski, hakiki, imparatorluk dönemi Viyanası olarak da bilinen bu bölge alışveriş, saraylar, çeşmeler, atlı arabalar, her an karşına seni şaşırtmak üzere çıkan heykellerle kaplı. Leopoldstadt 2 Gece hayatı, kanal yanı barları, müzisyenlerin son durağı, Prater Parkı burada. Wieden 4, Margareten 5, Mariahilf 6 Çukurcuma-Cihangir modeli. Birbirinin dibinde olan bu mahalleler galeriler, tasarım dükkanları, kahveler, çocukları arabalarda yürüten babalarla kaplı. Neubau 7, Josefstadh 8 Yeşillerin kalesi. Bilinçli, organik, entelektüel üst sınıf bu iki bölgede takılıyor. Benim bulunduğum hafta sonu Neubaugasse yolu boyunca 2 kilometre bit pazarı açılmış, çocuklar bile bebekliklerinden kalan eşyaları satma bilinciyle tezgah başına oturmuştu. Favoriten 10, Ottakring 16 Çoğunluğu Yozgat göçmeni olan Türklerin; Hintlilerin; Bulgarların; Romanlar'ın mahalleleri. Sıklıkla beyaz peynir, Grup Yorum konser afişleri, az şekerli kahve görmek mümkün. Rudolfsheim-Fünfhaus 15 Balat modeli. Henüz çok kazanmayan, şehir dışında yer arayan, büyük evlerde komün hayatı yaşamak isteyen öğrenci, sanatçı, müzisyenlerin evleri. Geleceğin Kreuzberg'i olarak da bakılıyor bu mahalleye. BU MEKANLARA DA MUTLAKA UĞRAYIN SES KANALDAN GELİR Viyana'nın bu aralar en popüler mekanlarından biri Danube kanalı çevresi. Akşamüstünü Hafenkneipe pub'ında Franzensbrücke, 1020 geçirmek; sonra da gecenin götürdüğü şekilde Flex'e Am Donaukanal Abgang Augartenbrücke rock ya da elektronik müzikte dans etmeye; ya da Jazzland'e Franz-Josefs Kai 29 Coltrane'den saksofon nameleri dinlemeye gitmek gerek. BİR-İKİ LOKANTA Umar Fisch, pazarın 2300'e kadar açık, en ünlü balık restoranı. Sadece pazarın değil tabii. Tüm Viyana'nın. Balık deyince aklıma suşi, suşi deyince Hidori Burggasse 89; Hidori deyince Uzakdoğu, Uzakdoğu deyince de Shanghai Tan Gumpendorferstraße 9 geldi. Avusturya mutfağını modernize yemek için de Wild'ı Radetzkyplatz 1 listeye koyuyorum. ETSİZ Vejetaryensen Rup's'ta yerini ayırt. Gulaş, chili, soyaburger yiyip, viski tadımlarından birine denk düşmeni umarım Arbeitergasse 46. AÇIK HAVA Şehirden kaçacak vaktim olsaydı eğer metroyla Heiligenstad istasyonunda inip, Sovyet dönemi mimarisinin en güzel örneklerinden Karl Marx Hof'u görüp, tepeden yukarı kendimi salıp Am Himmel'de kek yerdim. Bu da başka bahara artık. İlk bahara. ÇOK İŞLEVLİ Phil Gumpendorfer Strasse 10-12 bir kafe, yok hayır eskici, ne alakası var kitapçı, saçmalama mobilyacı, hadi ordan film dükkanı. "Hangisi?" diye sorunca "Hepsi," dediler. Meğer çok işlevli, tarz bir yermiş. SİNEMA KUŞAĞINDA Topkino'da Rahlgasse 1/Theobaldgasse özellikle Alman dönemi ve Cannes Film Festivali'nde gösterilmiş son dönem filmlerini; yanına pek güzel yemeklerle izlermişsin.
İçindekiler1 Almanya’da hangi deniz vardır?2 Almanya Hamburg deniz var mı?3 Hamburgda deniz var mı?4 Almanya’nın komşuları hangi ülkelerdir?5 Almanya neyi ile meşhur?6 Baltık denizinde yüzülür mü?7 Hamburg’da hangi deniz var?8 Almanya Hamburg nasıl bir yer?Almanya’da hangi deniz vardır?Almanya Orta Avrupa'da, Alpler'den, Kuzey Avrupa Ovasına; Kuzey Denizi ve Baltık Denizi'ne ulaşan geniş bir Hamburg deniz var mı?Almanya'nın en büyük ikinci kenti olan Hamburg, resmi lakabı olan “Dünyaya Açılan Kapı” unvanının hakkını veren devasa bir liman kenti. Üstelik tüm bunları denize kıyısı olmamasına rağmen başarmış!Hamburgda deniz var mı?bu harita almanya'nın resmi eyalet haritası. ve evet bu haritaya göre hamburg'da deniz yok. ama tarihsel ve bölgesel anlamda. bu açıdan da denizi var diyebiliyoruz. ama büyük bir liman kenti olmasının denizi olması gerektirdiği vurgusuna katılmıyorum zira hamburg limanı elbe nehri üzerinde, denizde komşuları hangi ülkelerdir?Almanya'nın komşuları kuzeyde Danimarka, doğuda Polonya ve Çek Cumhuriyeti, güneyde Avusturya ve İsviçre, güneybatıda Fransa ve Lüksemburg ve kuzeybatıda Belçika ve Hollanda' neyi ile meşhur?Almanya'ya Özel 10 Almanya deyince ilk akla gelen yemeklerden biri de oldukça dolgun görünümlü sosisler. … Almanya'da her pastanede brezel görmek mümkün. … Flammkuchen bir çeşit pizza. … … 6- Rote Grütze. … 7- Rouladen. … 8- Spätzle. … 9- Leipziger denizinde yüzülür mü?Baltık Denizi'nin dalgaları Orta ve Kuzey Avrupa'da 9 farklı ülkenin kıyılarını ziyaret eder. Sürdürülebilir turizm sağlayan Mavi Bayraklı plajları, sayısız tatil yeri ve spalarıyla, Baltık Denizi'nin bu değeri yeterince bilinmeyen beldeleri seyahat listenin bir sonraki maddesi olmayı hak hangi deniz var?Hamburg Almanya'nın kuzeyinde yer alır. Kuzey Denizi'ne akan Elbe nehri kıyısındadır. Şehrin tam merkezinde Binnen- ve Aussenalster Gölleri adıyla büyük iki iç göl yer Hamburg nasıl bir yer?Freie und Hansestadt Hamburg ya da kısaca Hamburg, Almanya'nın Berlin'den sonra en büyük şehridir. Avrupa Birliği'nin ise en büyük 9. şehri olma özelliğini taşıyan Hamburg ayrıca Almanya'nın deniz ticari açısından kalbi konumundadır.
TRT 1 ekranlarında ilk bölümü ile büyük ilgi gören Balkan Ninnisi dizisi sosyal medyanın da gündemi oldu. Hem dizinin müzikleri hem de Balkan Ninnisi'nin çekildiği yerler merak edildi. Dizide en çok merak edilen karakterlerden biri de Jovanka oldu. Peki Balkan Ninnisi'nde Jovanka kim oynuyor? Merih Öztürk kimdir, kaç yaşında, hangi dizilerde rol aldı? Abone ol TRT 1'in merakla beklenen yeni dizisi Balkan Ninnisi dün akşam 1. bölümü ile ekrana geldi. Sosyal medyanın da yakından takip ettiği dizinin karakterleri de merak konusu oldu. Özellikle dizide Jovenka karakterine hayat veren güzel oyuncu Merih Öztürk ilgiyle takip edildi. Peki Balkan Ninnisi jovenka kim oynuyor, Merih Öztürk kaç yaşında, hangi dizilerde rol aldı? Merih Öztürk kimdir Öztürk, 28 Aralık 1999 tarihinde Düzce'de dünyaya geldi. Best Model Of Turkey 2018 üçüncüsü olan isim, 6 yaşından itibaren oyunculukla ilgilendi. Son Osmanlı Yandım Ali, İki Aile, Trt Çocuk Reklamı gibi çeşitli projelerde yer aldı ve Tv programlarına katıldı. 2016 yılında ilk defa Best Model yarışmasına katıldığı sene finalist oldu. 2017 yılında Best Model’e yeniden katılmaya karar verdi ve 17 yaşında Best Promising Gelecek Vaad Eden ödülünü aldı. 2018 yılında yeniden Best Model of Turkey yarışmasına katılarak 18 yaşında Türkiye 3.’sü oldu. Oyunculuk eğitimleri aldı. İngiltere’de yayınlanan Liverpool Victoria reklamında yer aldı. Börü 2039 adlı bilimkurgu dizisinde Güney karakterini canlandırdı. Balkan Ninnisi nerede çekiliyor TRT1 ekranlarında yayınlanan Balkan Ninnisi çekimlerine mayıs ayında Üsküp’te başladı. Dizinin ilerleyen bölümlerinin çekim yerleri ise merak konusu. Balkan Ninnisi oyuncu kadrosu Sanat dünyasının usta isimleri Erdal Özyağcılar ve Özlem Türkad’ın, başrolleri Emre Bey ve Merih Öztürk’le paylaştığı dizide, Hakan Boyav, Can Kolukısa, Suzan Akbelge, Sarp Bozkurt, Gözde Çığacı, Deniz Gürkan, Emine Halil, Burak Rahman, Süleyman Kara, Kaan Turgut, Bennu Şahin ve Erman Saban rol alıyor. Erdal Özyağcılar/ SüleymanErdal Özyağcılar/ SüleymanÖzlem Türkad/ NerimanMerih Öztürk/ JovankaEmre Bey/ ErtanGözde Çığacı/ GülsümHakan Boyav/ DanielSuzana AkbelgeDeniz Gürkan/ GülbaharErman Saban/ HayatiSarp Bozkurt/ ArifSüleyman Kara/ MustafaMustafa JašarKaan Turgut/ PavelBedija BegovskaElyesa KasoCan KolukısaFiliz AhmetSlagana Vujosevic Dizinin müziklerini kim yapıyor Senaryosunu Uğur Uzunok, Nurullah Sevimli, Abdülhamid Işık ve Esma Koç’un kaleme aldığı “Balkan Ninnisi”, yüzyıllardır nesilden nesile geçen ve çok sevilen Balkan ezgileriyle Türk eserlerini aynı potada buluşturuyor. Dizi, müzikleriyle de ilgi odağı olacak. “Balkan Ninnisi”nin müziklerini Alper Atakan yapacak. Balkan Ninnisi konusu nedir Vardar Nehri’nin ikiye böldüğü Üsküp şehrinde, nehrin bir tarafında Makedonlar; diğer tarafında Türkler ve Arnavutlar yaşamaktadır. Süleyman Usta ve ailesi, İki tarafı birleştiren Taş Köprü’den ismini alan köfteci dükkanını işletmektedir. Ailenin iki oğlundan biri olan Ertan; üniversiteyi bitirmiş, yurduna geri döner. Öte yanda annesi Elena’nın baskısıyla Viyana’da siyaset bilimi okuyan ve Ertan gibi şehre dönüş yapan Jovanka; istemediği, her detayı kendi iradesi dışında planlanmış bir hayatla yüzleşecektir. Jovanka, annesi Elena’nın otoritesinden sıyrılıp kendi hayatı uğruna mücadeleye girişeceği kısmın başındadır. “Balkan Ninnisi”, tam 600 yıl Osmanlı şehri olarak kalmış, bir tarafında Türk ve Arnavutların diğer yanında Makedonların yaşamlarını sürdürdüğü Üsküp’te, farklı milletlere mensup iki gencin, sevdaları uğruna imkansızı başarmak için verdikleri mücadelenin öyküsünü anlatıyor.
Avusturya'nın başkenti Viyana'da Türk sanatsever-girişimci Ali Can Güzel tarafından kurulan Culture Meeting Point, 25 yıldır hem Viyana'nın kültür-sanat yaşamına, hem de Avusturya-Türkiye kültürel ilişkilerine katkıda bulunuyor. Avusturya yasalarınca tanınan bu kurumun kurucusu ve başkanı Ali Can Güzel, Sanattan Yansımalar'ın sorularını cevaplandırdı. Sayın Güzel, okurlarımıza kısaca kendinizi tanıtır mısınız? İstanbul’da 1968'de doğdum. Türkiye'de Çatalca Lisesi'nde okudum. Halkoyunlarına, edebiyata ve sanata ilgim lise yıllarında güçlendi. Üniversite sınavından sonra Marmara Güzel Sanatlar Fakültesi ile İTÜ TMDK Halkoyunları Bölümü arasında bir süre kararsız kaldım, sonunda İTÜ TMDK Halkoyunları Bölümü' ne kaydımı yaptırdım. İki dönem okuduktan sonra Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi'ne kayıt yaptırdım, orada da üç dönem okuduktan sonra Viyana Üniversitesi'nde Halk Ekonomisine daha sonra da aynı üniversitenin Orientalistik Bölümüne dört dönem devam ettim. Dışardan seminerlere ve kurslara katılarak akademik organizatörlük diploması aldım. Zamanla kurmuş olduğum dernek çalışmalarına daha fazla yoğunlaştım. Ayrıca Viyana ve çevre şehirlerdeki farklı kültür sanat derneklerinde halkoyunları eğitmenliği yaptım ve Avusturya okullarında ustalık sınıfları düzenledim. Culture Meeting Point'i ne zaman ve hangi amaçla kurdunuz? 1995' te Anadolu Kültür Sanat Derneği adı altında kurduğum kısaca AKUKU olarak tanımladığım dernekle 1999 yılında sadece Türkiye'nin değil Viyana'da yaşayan yabancı toplumlarla birlikte Avusturyalıların da içinde olduğu bir çok proje gerçekleştirdik. Dernek adını evrensel olacağını düşündüğüm Kültür Buluşma Noktası Culture Meeting Point - CMP olarak değiştirdim. Derneğin amacı Viyana'da yaşayan farklı kültürlerin birlikte haraket edebilmesi, kültür çeşitliliğinin korunarak genişletilebilmesi ve bu amaçla birbirimizi tanıyıp uluslararası projelerle kültür köprüleri kurulması, desteklenmesi ve çoğalmasıdır. Zaten Viyana şehrinin de sloganı Wien ist Vielfalt Viyana Çeşitliliktir. Birkaç bölümünüz var galiba. Evet kurumumuzun bölümleri var. Müzik, dans, galeri ve tiyatro… Aynı zamanda uluslararası klasik müzik yarışmaları da organize ediyoruz. Bu yıl kurumumuza „academia musica“ adlı bir de müzik okulu ekledik. Viyana'da önce Türkçe tiyatro grubu oluşturduk ve Türkçe müzikal oyunlar sahneledik. Önemli tiyatro sanatçısı, Cumhurbaşkanlığı eski sanat danışmanı Dinçer Sümer Beyi Viyana'ya bir çok kez davet ettik. Kendisinin „Maviydi Bisikletim“ adlı oyununu da Viyana'da sahneleyip izleme şansımız oldu. Tiyatro grubumuzun eğitilmesi sonucu, ilk oyunumuz „Yedi Kocalı Hürmüz“ müzikalini 38 kişilik bir kadro ile seyirci karşısına çıkardık. Daha sonra sırasıyla Deli Dumrul, Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz ve çocuk oyunu Nasrettin Hoca ile Till Eulenspiegel oyunlarının yapımcılığını ve PR tanıtımını üstlendim. Dernek bir tür organizasyon şirketi gibi mi çalışıyor? Evet, burada dernekler polisine kayıtlı, kâr gütmeyen ama ihtiyaçlarını karşılamak kaydı ile organizasyonlar düzenleyen bir şirket gibi çalışıyor diyebiliriz. 25 yılda elde ettiğiniz sonuçlardan memnun musunuz? 25 yılda böyle kısıtlı imkanlarla elde ettiğim sonuçtan memnunum diyebilirim. Ama bu yeterli midir diye sorulursa, kesinlikle hayır, yeterli değil bence. Bu 25 yılda kurum olarak yaptıklarımızı bu söyleşiye sığdıramayacağımı belirtmek isterim. Bunları bir katalog haline getirmeyi planlıyoruz. Bu konuda hazırlıklara başladık. Bugüne kadar organizasyon anlamında düzenlediğiniz etkinliklerin başlıcaları neler? 1997’den itibaren Esperantella adı altında kültür sanat festivalleri yaptım, Macaristan, Polonya, Slovakya, Avustralya, Fransa, İtalya, Çek Cumhuriyeti, Ukrayna, Yunanistan, Bulgaristan, Kıbrıs, Hırvatistan, Filipinler, Meksika, Moldova ve Türkiye'den Avusturya’ya ekipler davet ettim. Festivale her yıl çeşitli ülkelerin sanatçılarını davet ediyorum. Viyana’nın çeşitli mekânlarında yapılan etkinliklerle amacım, Avusturya’da yaşayan insanların kültürlerini sergileyebilmesine imkan vermek, festivaller sayesinde o kültüre ait insanların, kendilerine olan özgüvenlerini güçlendirmek ve unutulmasını engellemek. Doğrudan Türkiye'yi konu alan etkinliğiniz var mı? “Türkiye’nin Festivali” Festival der Türkei /kultTürkei ismiyle de her yıl elimizdeki bütçe ile Türkiye festivali düzenliyorum. Bu festival kapsamında bir de Caz Festivali bulunuyor. Türk sanatçıların caz söylediği bu festival için Avrupa'dan caz gruplarını getirmeye çalışıyorum. Bu projenin ortaya çıkışının da bir hayli ilginç olduğunu belirtmeliyim. Türkiye’den Cengiz Baysal, Quartet Muartet ve Sabri Tuluğ Tırpan isimli sanatçı ve grupları davet etmiştim, bu sanatçılar için caz mekânı arıyordum. Görüştüğümüz mekânlardan birinin sanat yönetmeni konseptimi beğendi, ’Nerden geliyorlar, nasıl bir müzik yapacaklar?’’ diye sordu. Türkiye’den geleceklerini söyledim. Mekânın sanat yönetmeni şaşkın bir ifadeyle, Aa, Türkler caz mı çalıyor?’ dedi. Şaşırdım tabii. Bunu söyleyenin bir sanat yönetmeni olması beni daha da şaşırttı. Bunun üzerine, demek ki bazı eksiklerimiz var diye düşünerek her yıl Türk Caz Festivali yapmaya karar verdim. İlkini Avusturya Radyo Televizyon ORF-RadioKulturhaus Konser Salonunda organize ettim. Çok sayıda ülkeden sanatçı ve topluluk davet etmek masraflı bir çalışma değil mi? Elinizdeki bütçe nereden sağlanıyor? Evet masraflı bir çalışma, bütçe buradaki sponsorlardan, Avusturya' daki kültür sanattan sorumlu mercilerinden sağlanıyor. Türkiye Büyükelçiliği ile Türkiye Başkonsolosluğunun ilgi ve desteklerini de ekleyebiliriz. Peki, bu Türk caz festivali ilk hangi yıl düzenlendi? Hâla devam ediyor mu? Evet, devam ediyor. İlk 2007'de yaptık, daha sonra bazı tarih kaydırmaları ile her yıl oldu. Eskisi kadar destek alamasak ta ben şahsen buradaki bazı Türkiye karşıtı düşünceler ve İslamfobiyi bir şekilde azaltmak için bunun gayretindeyim. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı ile nasıl bir işbirliği içindesiniz? 1998 yılında Yunus Emre Dörtlüsü'nü Viyana'ya konsere davet etmiştim. Yolladıkları program çok dikkatimi çekmişti. Ulvi Cemal Erkin ile Şostakoviç'in eserleri seslendirilmişti. Piyanoda da Anadolu Üniversitesi'nden Prof. Zöhrab Adıgüzelzade solist olarak katılmıştı. Bu konser ile Eskişehir Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarını tanımış oldum. Daha sonraki yıllarda aynı grubun 3 kez Viyana ve bir kez de Bratislava'da konserlerini organize ettim. Akademik Oda Orkestrasını Viyana'ya ve Senfoni Orkestrasını da Bratislava'ya davet etmiş oldum. Son olarak Viyana'nın meşhur yeni yıl konserlerine sizin de bir yenisini eklediğinizi duyduk. Bu konserle ilgili bilgi verebilir misiniz? Viyana Şehir Orkestrasının Wiener Stadtorchester Yeni Yıl Konserini bu yıl şef Martin Kerschbaum ile şef Murat Sümer yönetti. Viyana’nın önemli konser salonlarından biri MUTH Konser Salonunda verilen konserin solistleri; Viyana Yeni Yıl Konseri Uluslararası Müzik Yarışması’nın tüm kategorilerinin birincileri olan; Kanahi Yamashita Gitar, Lynn Nam Keman, Zsuzsanna Csilla Ádám Soprano, Yoojung Yoon Piyano idi. Konsere ilgi büyük oldu. Yeni Yıl Konserinin sunuculuğunu üstlenen tiyatro sanatcısı Julia Margarita Hödl, 1995 yılında kurulmuş olan Viyana Kültür-Sanat Kurumunun Culture Meeting Point 2020 yılında 25. Kültür-Sanat yılını kutladığını ve kurum tarafından bu konserin organize edildiğini müzikseverlerle paylaştı. Kurumun müzik bölüm başkanı piyanist, müzikolog-yazar sayın Doç. Dr. Farah Tahirova, Yeni Yıl Konseri Uluslararası Müzik Yarışması’nda dereceye girmiş olan solistlere sertifikalarını takdim ederek kendilerine sahne hayatlarında başarılar diledi. Sahneye olan hakimiyeti, espirili, sempatik görüntüsü ve teatral tavrıyla şef Murat Sümer’in yönettiği konserin son eseri Johann Strauss'un Radetzky Marşı dakikalarca alkışlandı. Yoğun istek üzerine şef Martin Kerschbaum ile birlikte tekrar Radetzky seslendirilerek seyircilerin alkış temposu eşliğinde konserin kapanışını her iki şef birlikte gerçekleştirdiler. Türkiye'den hangi kuruluşlarla nasıl bir işbirliği yapıyorsunuz? Dışişleri Bakanlığı ve Kültür Bakanlığı ile işbirliğimiz oldu. Bu işbirliğimizi Budapeşte Viyana ve Bratislava şehirlerinde gerçekleştirmiş olduk. Ayrıca 2010 yılında Avrupa Birliği üyesi olmayan Türkiye'den İstanbul'un Almanya'nın Essen kenti ve Macaristan'ın Pecs kenti ile birlikte Avrupa Kültür Başkentleri arasına girmesi nedeniyle, Viyana'da Istanbul 2010 adı altında etkinliklerin düzenlenmesinde Culture Meeting Point olarak Türkiye ile işbirliğimiz oldu. Büyükelçiliğimiz hangi konularda size yardımcı oluyor? Genelde daha çok mekân, koordinasyon ve davetliler konusunda destekleri oluyor ama daha çok olmasını arzu ediyoruz. Viyana ve Avrupa’nın diğer şehirlerinde Türkiye’nin deniz-kum-güneş üçlemesinin dışında daha büyük ve kapsamlı değerlerimizin olduğunun bilinmesini, bu potansiyeli de bir başka pencereden buradaki sanatseverlerle paylaşmak istiyoruz. Bu haber 10279 defa okunmuştur.
viyana da deniz var mı